03/06/2021

Kanatlı hayvanlarda Avian Influenza, Newcastle Disease, ILT ve IB gibi viral etkenlere ilaveten Enfeksiyöz Coryza, Mycoplasma gallisepticum ve E. coli gibi bakteriyel etkenlerin neden olduğu respiratuar hastalıklara yüksek oranda rastlanmaktadır. Respiratuar hastalıkların sahada gözlenmesi çok kolay olabilmekle birlikte, hastalıkların etken bazlı ayırıcı tanısı inspeksiyonda zor olmakta, uygun diyagnostik metotlarla tanımlanmaları ise sürü sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Zira, bu sıklıkla görülen hastalıklar, hafif ve orta şiddetli enfeksiyonlar dahil, kanatlı hayvancılık işletmelerinde performansta ciddi düşüşlere yol açarak önemli maddi kayıplara temel oluşturmaktadır. Hayvan refahı ve ekonomik nedenlerle bu hastalıkların uygun yöntemlerle ayırıcı tanısı ile mümkünse tedavisi ve hatta daha da önemlisi koruyucu hekimlik yönetimde ön planda olmalıdır. Sözü geçen bu hastalıklardan bazılarının subakut seyri farklı etkenlerin de dahil olmasıyla bir anda çok ağır kayıplara yol açabileceği için uygun koruma stratejileri belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Ayırıcı tanıda postmortem bakı, bakteriyel kültür, seroloji, histopatolojik bakı ve PCR gibi moleküler teknikler yardımcıdır. Tüm bu hastalıkların ortak noktası ise, ister yıkıcı ve yüksek mortaliteyle seyreden hastalıklar ister daha hafif enfeksiyonlar, ister fırsatçı mikroorganizmalarla daha komplike hale gelen ve respiratuar hastalık kompleksi olsun; performans parametreleri üzerindeki etkiler doğrultusunda kaçınılmaz olan ciddi ekonomik kayıplardır.


Şimdi gelin, kanatlı hayvanlarda subakut seyir gösterebilen veya akut ve ağır kayıplara yol açan respiratuvar enfeksiyonlar serimizin ilk yazısında, öncelikle önemli viral enfeksiyonları ve değerlendirilmesi gereken noktaları ayrı ayrı gözden geçirelim…


Avian Influenza (AI): Tüm kuş türlerinin hepsinde olmasa da kanatlı türlerinin çoğunda görülebilir. Hafif veya yüksek derecede patojenik olarak kategorize edilmektedir. Hafif form, halsizlik, iştahsızlık, solunum sıkıntısı, ishal, yumurta üretiminde geçici düşüşler ve düşük ölüm oranlarına sebebiyet verirken; ağır seyir halinde, yüzde şişme, ayaklarda mavi renk ve solunum sıkıntısı ile dehidrasyona yol açmaktadır. Tavukların bacaklarında ve ayaklarında koyu kırmızı / beyaz lekeler görülmektedir. Burun deliklerinde kanlı akıntı gözlenebilir. Ölüm oranı düşük rakamlardan %100’e kadar değişebilir. Ani efor mortaliteye neden oluşturabilmektedir. Ayrıca, verim bazında yumurta üretimi ve kuluçka randımanında azalma meydana gelmekte, yumuşak kabuklu veya kabuksuz yumurta üretiminde artış izlenebilmektedir. AI virüsü orta seviyedeki sıcaklıklarda uzun süre canlı kalabildiği gibi, donmuş materyalde süresiz olarak yaşayabilmektedir. Bu nedenlerle, hastalık bulaşmış karkasların ve dışkının uygun olmayan şekilde atılması yoluyla rahatlıkla yayılabilmekte, kontamine ayakkabılar, giysiler, kasalar ve diğer ekipmanlar bulaşmada rol oynamaktadır. İlaveten böcekler ve kemirgenler, virüsü enfekte kanatlılardan kümes hayvanlarına mekanik olarak da taşıyabilmektedir.


Enfeksiyöz Laringotrakeitis (Infectious Laryngotracheitis - ILT): 14 haftalık ve daha büyük tavuklar, genç tavuklardan daha hassastır. Çoğu ILT salgını olgun tavuklarda görülmektedir. Son yıllarda ILT, özellikle yılın daha serin mevsimlerinde, 3 haftalıktan büyük piliçlerde önemli solunum sorunlarına neden olmaktadır. Bunun, kanatlı sürüleri arasında ILT aşılarının istenmeyen yayılma etkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Genellikle göze çarpan ilk klinik belirti gözlerde sulanmadır. Etkilenen hayvanlar nefes almakta zorlandıkları için sessiz durmaktadırlar.  Bunu öksürük, hapşırık ve nefes borusundaki eksudatı çıkarmak için başın sallanması izler. Hayvanlar, nefes almayı kolaylaştırmak için başlarını ve boyunlarını uzatırlar. Bu pozisyon genellikle "pompa sapı solunumu" olarak adlandırılmaktadır. Solunum hırıltılıdır. Etkilenen hayvanların trakeasından kanlı eksudat ve serum pıhtıları atılır. Buna bağlı olarak genelde kümes duvarlarında ve diğer hayvanların üzerinde kanlı eksudatlara rastlanır. Çoğu hayvan trakea tıkacının serbestleşmesi ile gelişen yeni tıkanıklığa bağlı asfeksi nedeniyle ölmektedir. Mortalite enfeksiyonun seyrine ve sekonder enfeksiyonların dahil olmasına bağlı olarak %50’ye kadar çıkabilmektedir. ILT solunum yolu ile yayılmakla birlikte, kontamine giysiler, ayakkabılar, lastikler vb. ile sürüden sürüye de bulaşabilmektedir. Hastalığı atlatabilen hayvanlar yaşam boyu taşıyıcı olarak kabul edilirler.


Newcastle Disease / pnömosefalitis (ND): Newcastle hastalığının son derece bulaşıcı ve öldürücü formu, visserotropik velojenik Newcastle hastalığı, VVND, egzotik Newcastle hastalığı veya Asiatic Newcastle hastalığı olarak bilinmektedir. Newcastle hastalığı her yaştan tüm kanatlıları etkilemektedir. İnsanlar ve diğer memeliler de Newcastle'a karşı hassastır ve hafif konjonktivit görülür. Newcastle hastalığının hafif patojenik (lentojenik), orta derecede patojenik (mezojenik) ve yüksek derecede patojenik (velojenik) olmak üzere üç formu mevcuttur. Newcastle hastalığı, civcivlerde boğuk cıvıltı, burun deliklerinden sulu akıntı, zor nefes alma gibi çeşitli ani klinik belirtilere ilaveten; hastalığa spesifik kabul edilebilecek başlıca patolojik bozukluklar arasında sinir sisteminde tik benzeri istemsiz hareketlerin gözlemlenmesi, tortikolis, eklem kaslarında felç, proventrikülüste ve bağırsaklarda ülser ve kanama odakları, kalp kasında kanama odakları, yumurta foliküllerinde kanamalar, iliosekal lenf yumrularında hiperplazi ve diffuz hiperemi yer almaktadır. Mortalite, patojeniteye bağlı olarak %10-80 arasında değişmektedir. Erişkin layerlarda, belirtiler arasında yem ve su tüketiminde azalma ve yumurta üretiminde çarpıcı bir düşüş görülebilmektedir. Newcastle virüsü kısa mesafelerde hava yoluyla bulaşabildiği gibi kontamine ayakkabılar, bakıcılar, ziyaretçiler, kirli ekipman, yem çuvalları, kasalar ve yabani kuşlarla da bulaşabilmektedir. Newcastle virüsü yumurtaya geçebilmekte, ancak enfekte embriyolar yumurtadan çıkmadan önce ölmektedir. Virus hayvanlar arasında vücut sıvıları, salgılar, dışkı ve nefes ile yayılmaktadır.


Enfeksiyöz Bronşitis (Infectious Bronchitis - IB): Farklı bir virus kaynaklı olarak Bobwhite ırkı bıldırcınlarda benzeri bir hastalık tablosu görülse de; enfeksiyöz bronşit, sadece tavuklarda gözlenen bir hastalıktır. Enfeksiyöz bronşitis enfeksiyonunun şiddeti, sürünün yaşı, bağışıklık durumu, çevresel koşullar ve diğer hastalıkların varlığından etkilenmektedir. Hastalık sürecinde yem ve su tüketiminde azalma gözlenmektedir. Etkilenen tavukların, gözlerinde ve burun deliklerinde sulu bir akıntı mevcuttur, genç tavuklar ise ayrıca, nefes almakta zorlanmaktadır. Geceleri dinlenme sırasında solunum sesleri daha belirgindir. IB’nin, sekonder enfeksiyonlar açısından predispoze edici rol oynadığı bilinir ve bu nedenle solunum sistemi hastalıklarının daha karmaşık hale gelmesinde rolü olduğu düşünülmektedir. Genellikle, fiziksel çevre koşulları ve immunsupresif etkiler nedeni ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Broyler sürülerinde yüksek performans kaybına neden olmakta; yaşıtlarına göre daha düşük canlı ağırlığa sahip hayvanlar karşımıza çıkmaktadır. Yumurtacı sürülerde ise yumurta performansı aniden şiddetli bir düşüş göstermektedir. Öyle ki, bu performans rakamları birdenbire %50’ye kadar düşmekte ve bazen kümeslerde toplam verim 2 hafta süre ile %30’a kadar gerileyebilmektedir. Sonrasında, üretimin 5 veya 6 haftada toparlanması beklenmekte olmasına rağmen, bu ancak daha düşük bir performans ile sürdürülebilecektir. Ayrıca, böbreklerde ve oviduktta büyük oranda lezyona sebebiyet vererek, geri kazanılması zor olabilecek fizyolojik hasarlara da temel oluşturabilmektedir. Enfeksiyöz bronşitis virüsü, üreme sistemi de dahil olmak üzere vücudun birçok dokusunu enfekte etmektedir. Yumurta kabukları sertleşir ve yumurta akı sulu hale gelir. Hava, yem torbaları, enfekte ölü kuşlar, enfekte kümesler ve kemirgenler yoluyla yayıldığı için çok bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs yumurta yoluyla bulaşabilmektedir, ancak etkilenen embriyolar genellikle yumurtadan çıkamaz. Enfeksiyöz bronşitis için ne yazık ki, spesifik bir tedavi yoktur. Antibiyotik kullanımı, ikincil bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelede yardımcı olabilir. Kuluçka çağındaki tavuklar için oda sıcaklığını semptomlar azalana kadar 15°C kadar yükseltmek fayda sağlayabilmektedir. Ayrıca civcivler ılık, nemli bir püre ile yemeye teşvik edilebilir.

 

Şiş Kafa Sendromu (Swollen Head Syndrome - SHS)

Kanatlı hayvanlarda Avian Metapneumovirus kaynaklı, akut, %100 e varan yüksek morbiditeye sahip solunum yolu enfeksiyonudur. Bu virüsle ilişkili diğer hastalıklar arasında hindi rinotrakeitisi (turkey rinotracheitis - TRT) ve kanatlı rinotrakeitisi (avian rinotracheitis - ART) yer almaktadır. Virüs bulaşmış tavuklarda görülen tipik klinik belirtiler arasında, özellikle göz çevresinde periorbital ve infraorbital sinüslerin şişmesi ve hafif konjonktivit sayılmaktadır. SHS, özellikle Newcastle hastalığı, Avian Influenza ve IB ile benzer klinik belirtilere sahiptir. Etkileri üzerinde sekonder enfeksiyonlar kilit rol oynamakta; hastalığın şiddetini arttırdığı gibi mortalite oranlarını da yükseltmektedir. Genellikle %10 kadar mortalite ile seyreden bu hastalık, sürünün durumuna bağlı olarak yüksek performans kayıplarına neden olabilmektedir.



















































Kaynak: Trevor J. Bagust (2021) Poultry health and disease control in developing countries. Erişim: http://www.fao.org/3/al729e/al729e00.pdf Erişim tarihi: 31/08/21

Zorlu saha koşullarında NutriMOORE A.Ş. olarak

üst solunum yolları enfeksiyonlarının profilaksi ve tedavisinde destek için Vireksus ile yanınızdayız.

Tüm hakları saklıdır. | NutriMOORE® A.Ş. © 2024 | Tasarım ve uygulama PAQ Consultancy

info@nutrimoore.com

This website makes use of only performance cookies from Google Analytics and doesn’t collect your personal info. Please see our privacy policy for details. By clicking on the appropriate button or on any element of the page you consent to the use of cookies.

OK